Historique des fouilles

Fiche du document

Date

2012

Type de document
Périmètre
Langue
Identifiant
Collection

Persée

Organisation

MESR

Licence

Copyright PERSEE 2003-2023. Works reproduced on the PERSEE website are protected by the general rules of the Code of Intellectual Property. For strictly private, scientific or teaching purposes excluding all commercial use, reproduction and communication to the public of this document is permitted on condition that its origin and copyright are clearly mentionned.



Citer ce document

Rifat Ergeç et al., « Historique des fouilles », Publications de l'Institut Français d'Études Anatoliennes, ID : 10670/1.gvb71a


Métriques


Partage / Export

Résumé En Tr

From the beginning of the XXth century, when the Belgian historian Frantz Cumont identified the ruins of Zeugma at Belkis, the site has interested a lot of people. First of all, antiquities robbed from Zeugma with the complicity of diplomatic authorities, appeared in the Western museums and collections. After the First World War, peasants began looting the site, under influential people's command. Then, being aware of the value of antiquities and skilful in extracting mosaics, they worked for themselves. Later on, in the seventies, the situation improved but looting never stopped. This plundering was made easier thanks to the situation of Zeugma which is a lonely place ; moreover, geology also played a part. The whole valley is constituted with marl which appears to cover the ruins with a very hard fill into which robbers could safely dig tunnels to reach antiquities. Legal researches began in 1971-1972 when J. Wagner worked at Zeugma for his thesis. Then scientific activities stopped for several years. In 1987, two looters who had been surprised in the Eastern necropolis, drew attention to this part of the ancient city which was completely unknown before. The Museums of Gaziantep and Malatya conducted excavations and put to light numerous funerary steles but work had to stop. In 1992, staff from the Gaziantep Museum investigated a robbers' tunnel. A floor could be seen with traces of mosaic. The subsequent discovery of two large, high-quality mosaics lead us to conserve and protect the pavements in situ. This decision marks a turning point in the history of archaeology at Zeugma : for the first time, antiquities had been salvaged by the State and peasants began appreciating and feeling responsible for them. In 1992, Prof. Dr. David Kennedy from Western University was associated to the Museum works. Although he could only investigate for two weeks, he unearthed some fragments of the Metiochos and Parthenope mosaic. In 1994, when the project of building a dam just below the village of Belkis was known, the General Director of Monuments and Museums and the Gaziantep Museum called for archaeologists to come and work in the affected area. In 1995 a French team, led by Prof. Dr. Catherine Abadie-Reynal, then Scientific Secretary in the French Institute for Anatolian Studies, decided to work on both sides of the Euphrates, at Apameia as well as at Zeugma, whereas another French team, led by Dr. Catherine Marro and Aksel Tibet, began investigations at Horum Höyük. In 1996, mosaics were discovered in the dam building area. Gaziantep Museum excavations revealed Roman baths and a gymnasium. In 1997, a Swiss-German team decided to work at Zeugma to search the fortress of the Roman legion and to investigate the Roman military installations in and around the city. The same year, a very rich Early Bronze Age necropolis was unearthed by the Gaziantep Museum on the Western bank of the river. In 1998-1999, several other trenches were opened, where high-quality mosaics could be put to light. In 1999, the French team which was conducting systematic soundings, found a triclinium mosaic with two panels, representing Dionysos and Daidalus. Investigations revealed that a luxurious house had been discovered. The Gaziantep Museum went on excavating on this terrace where several rich houses had been built. This discovery made Zeugma famous all over the world. In June 2000, Packard Humanities Institute got involved in the excavations at Zeugma and tried to organize an international project. At the beginning, the results of this participation were positive and many antiquities could be saved. But, soon, problems arose and excavations stopped in October 2000. Post excavation researches could then be conducted, as well as conservation works. But quickly, variations of the water-level provoked collapses of the banks and revealed new antiquities. So, the Gaziantep Museum had to intervene again to prevent looters to steal antiquities. Now, it is hoped that time will be taken to think about the strategy for future investigations, the way restoration will be conducted and the site and its surroundings will be organized for tourism.

XX.yy. başında Belçikalı tarihçi Frantz Cumont'un Belkis köyü yakınlarında Zeugma'y i bulmasından bu yana pek çok kişi bu kalıntılara ilgi göstermiştir. Önceleri eski eserler diplomat çevrelerinin de yardımıyla çalınarak Batı müzelerine ve koleksiyoncularına satılmıştır. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından köylüler etkili kişilerin siparişi üzerine örenyerini yağmalamaya başlamışlardır. Daha sonra, eserlerin değerinin farkına vardıklarında mozaik hırsızlığında ustalaşarak kendi hesaplarına çalışmaya başlamışlardır. 70'li yıllara gelindiğinde durumda bir düzelme görülmesine karşın kaçak kazılar durmamıştır. Zeugma'nın ayak altında olmayan bir yerde olan konumu bu yağmayı kolaylaştırmıştır. Ayrıca bölgenin jeolojik yapısı da belli bir rol oynamıştır. Sel sularının ve ırmağın taşıdığı zamanla sertleşmiş ve bir tür çimentoya dönüşmüş topraklardan oluşan katmanlar hırsızların arkeolojik kalıntılara ulaşmak için kolaylıkla tüneller kazmasına olanak vermiştir. Yörede yasal araştırmalar J. Wagner'in tezi çerçevesinde 1971-1972'de Zeugma'da yaptığı çalışmalarla başlamıştır. Daha sonra, bilimsel etkinliklere birkaç yıllık bir ara verilmiştir. 1987'de Doğu nekropolünde kaçak kazı yapan iki kişinin suçüstü yakalanması, daha önce hiç araştırılmamış olan bu kesime dikkatleri çekmiştir. Gaziantep ve Malatya müzelerine burada gerçekleştirilen kurtarma kazılarında çok sayıda mezar steli ele geçirilmiş, ne var ki çalışmalara ödenek yetersizliğinden son verilmiştir. 1992'de Gaziantep Müzesi'nden bir ekip, kaçak kazıcılar tarafından açılmış olan bir tünelde yaptıkları araştırmalarda bir taban mozaiği bulmuştur. Daha sonra açığa çıkarılan yüksek kaliteli iki büyük mozaiğinin bulundukları yerde korunmasına karar verilmiştir. Alınan bu karar Zeugma arkeolojisinde bir dönüm noktası oluşturur : ilk kez eski eserler devlet eliyle kurtarmıştır ve artik köylüler yavaş yavaş bu mirası sahiplenmeye başlamıştır. 1992'de müzenin çalışmalarına katılan Perth'teki (Avustralya) Western University'den profesör David Kennedy, arazide yalnızca 2 hafta kalmış olmasına karşın Methiokhos ve Parthenope mozaiğinin parçalarını açığa çıkarmıştır. 1994'te Belkis köyünün hemen aşağısında bir barajin inşa edilecegi ögrenildiğinde, gerek Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, gerekse Gaziantep Müzesi, su altında kalacak olan kesimde kazı yapmaları için arkeologlara çağrıda bulunmuşlardır. 1995'te, o sırada Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nün bilimsel sekreteri olan profesör Catherine Abadie-Reynal Fırat'ın iki yakasında, Apameia ve Zeugma'da kazı yapmaya karar vermiş, bu arada bir başka Fransız ekibi, Dr. Catherine Marro ve Aksel Tibet'in bilimsel sorumluluğunda Horum Höyük'te çalışmaya başlamıştır. 1996'da baraj beden duvarının inşa edileceği yerde mozaikler açığa çıkarılmıştır. Gaziantep Müzesi'nce yapılan kazılar sonucu burada Roma dönemine ait bir hamam ile bir gymnasium'un bulunduğu anlaşılmıştır. 1997'de, Almanlardan ve İsviçrelilerden oluşan bir ekip Roma legio'sunun yerini saptama amacıyla Zeugma ve çevresindeki askeri kalıntıları araştırmaya başlamıştır. Aynı yıl, Gaziantep Müzesi, ırmağın batı yakasında, Tunç Çağı başlarına ait son derece zengin buluntular veren bir nekropol açığa çıkarmıştır. 1998-1999'da açılan yeni şantiyelerde son derece nitelikli bir işçilik ortaya koyan mozaikler bulunmuştur. 1999'da sistemli sondajlar açan Fransız ekibi Dionysos ile Daidalos'un betimlendiği panolar içeren bir triclinium mozaiği açığa çıkarmıştır. Yapılan kazılar burada lüks bir konutun bulunduğunu ortaya koymuştur. Gaziantep Müzesi tarafından sürdürülen kazılarda aynı teras üzerinde birçok başka zengin konutun inşa edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu buluntular Zeugma'nin Dünyaca tanınmasına yol açmıştır. 2000 Hazıranında Packard Humanities Institute Zeugma kazılarına destek vererek uluslararası bir proje oluşturmaya çalışmıştır. Başlangıçta olumlu sonuçlar veren bu proje pek çok eski eserin kurtarılmasını sağlamıştır. Fakat çok geçmeden birtakım sorunlar ortaya çıkmış ve 2000 Ekiminde kazılar sona ermiştir. Bundan soma kazı sonrası araştırmalari yürütülmüş ve açığa çıkarılan eserlerin konservasyonu gerçekleştirilmiştir. Ne var ki, az bir süre sonra baraj gölü seviyesindeki degişiklikler sonucu göl kıyısında çökmeler oluşarak yeni kalıntılar ortaya çıktığından Gaziantep Müzesi yağmayı önlemek amacıyla tekrar müdahale etmek durumunda kalmıştır. Gelecekteki kazıların, restorasyonların, örenyeri ve çevresindeki turistik düzenleme çalışmalarının iyi düşünülmüş bir stratejiye göre gerçekleştirileceğini umut ediyoruz.

document thumbnail

Par les mêmes auteurs

Sur les mêmes sujets

Sur les mêmes disciplines

Exporter en