Chantier 12. Les fouilles françaises dans la Maison de Poséidon (ou Maison 1), la Maison de l'Euphrate (ou Maison 2) et la Maison 4. Années 1999-2000

Fiche du document

Date

2012

Type de document
Périmètre
Langue
Identifiant
Collection

Persée

Organisation

MESR

Licence

Copyright PERSEE 2003-2023. Works reproduced on the PERSEE website are protected by the general rules of the Code of Intellectual Property. For strictly private, scientific or teaching purposes excluding all commercial use, reproduction and communication to the public of this document is permitted on condition that its origin and copyright are clearly mentionned.



Citer ce document

Catherine Abadie-Reynal, « Chantier 12. Les fouilles françaises dans la Maison de Poséidon (ou Maison 1), la Maison de l'Euphrate (ou Maison 2) et la Maison 4. Années 1999-2000 », Publications de l'Institut Français d'Études Anatoliennes, ID : 10670/1.j1j8yy


Métriques


Partage / Export

Résumé En Tr

Excavations carried out by the French team in Trench 12 revealed different clearly defined phases. During the first phase (phase 1 ), the terraced platform was created to support build¬ ings the detailed plan of which is not really known. Nonetheless, it is possible that the peristyle P9 (A6), with its greatest extension, belongs to this first phase. Moreover, the existence of this phase has been proved under House 1 (M37, M38, water pipe CI 2) as well as under House 2 (water pipes C4, C5, C14) and House 4 (under M39 and M49). Evidence for a water supply system has not been found in this phase : cisterns were common features of the majority of houses. But drainage existed for soul waters. This first phase could approximately begin at the end of the Ist c. BC or in the Ist c. AD. It might have lasted until the IFd c. AD, when the houses were destroyed by a fire. Phase 2 is very important : it relates to the (rebuilding and the large extension of the houses which are located on this terrace. At that time, Houses 1 and 2 were built. They follow the general organiza¬ tion which prevailed during phase I : M8 reuses M37 as a foundation wall, the front facade of House 1 probably reuses M38. The luxurious houses that have been built during this period are organized, according to the Greek tradition, around a central courtyard which constitutes a major circulation area. Moreover, although we do not have direct mean to date them, we may assume that the first mosa¬ ics are related to this period (mosaic of Pasiphae in triclinium P3 [Al ], mosaic of Eros and Psyche [ ? ] in cubiculum P5 [A5]). The importance of some of the rooms is already demonstrated by elaborate mosaic pavements or by architectural patterns which emphasize the monumentality of the building (like the Southern openings in room P3). This seconde phase also reveals the appearance, on this terrace, of the first water supply system (water pipes Cl, Cil, C17). The style of the mosaics as well as some scarce sherds provide the evidence that this phase of reconstruction may be dated to the end of the IInd or the beginning of the IIIrd c. AD. The third phase of occupation of this terrace corresponds to the akme of the city. During this period, dated to the first half and the middle of the IIIrd c. AD, houses supported numerous modifica¬ tions. First of all, it is the moment when houses covered the whole terrace : House 4 was (re)built only during the second quarter of the IIIrd c. AD. Moreover, the most luxurious houses underwent significant modifications : circulation patterns have changed and the colonnaded courtyards do not appear any more as the basis of the organization of the houses. Thanks to the development of decoration, new axes are defined. In House 1, the axis which goes from the room P3 (Al) to the rooms P4 (A2) and P5 (A5) becomes predominant and determines the official part of the house. This new organization seems to be the result of late modifications which take place in the first half of the IIIrd c. AD., as it is shown from the central basin in P4 (A2) ; in a later phase, a fountain has been built in the Eastern part of the room. Colonnaded courtyards also underwent important modifications : the courtyard P9 (A6) is limited, probably at the end of the IInd c., by the building of the Western rooms PI 1 (B2), PI 2 (B3) and P23 (B4 ). Moreover, a later refurbishment of this area included the insertion of a large basin. The same evolution has been noted in House 2 where a fountain has been built in the peristyle P22 (C6). This modification is probably late as it appears from the pipe C2 which supplies water for this fountain. All those modifications go with an important development of water supplies at Zeugma during this third phase. Water seems abundant on the site. Ancient water pipes were modified and new ones were built in the South, between House 1 and House 2, to supply water to the courtyard P22 (C6), maybe the Eastern fountain of P4 (A2) and the latrines PI 4. Finally, during the first half of the IIIrd c., we can notice an important increase in decoration of domestic accommodations. The front-door of House 2 is adorned with mouldings. Main rooms are then decorated with mosaic pavements and wall paintings. Finally, those houses seem to have been destroyed in the middle of the IIFd c. AD. Evidence for wide scale destruction by burning has been found in House I as well as in Houses 2 and 4. The date of this destruction is precisely provided by coin hoards found in destruction deposits on this terrace : they give a precise dating with a terminus post quern in 249 and provide the evidence that all those destruction levels are contemporaneous. Afterwards, terrace seems to have been in great part defini¬ tively abandoned.

Terasın doğu ve batı kesimlerinde açılan sondajlarda değişik evreler saptanabilmiş, böylelikle söz konusu terasın iskan süreci başlıca dort döneme ayrılabilmıştır. En eski dönemde (evre 1) terasın üzerinde, planını ayrıntılarıyla bilmediğimiz ilk yerleşme için birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bu ilk iskan, konumu ve genel doğrultusu açısından daha sonrakilerden farklı değildir. En azından bu dönemde yapıların terasın tümünü kapladığı söylenebilir çünkü gerek M37, M38 duvarları, C12 kanalizasyonu ya da B1 (T10) mekanının altındaki kuyuyla Ev 1'in (ya da Poseidon Evi) altında, gerek C4, C5 ve C14 kanalizasyonlarıyla Ev 2'nin (ya da Euphrates Evi) altında, gerekse Ev 4'ün, M39 ve M49 duvarlarının altında bu evreye rastlanmıştır. Bu döneme ait hiçbir su dağıtım ağı bulunmamıştır ; demek ki su ihtiyacı daha çok sarnıçlar yoluyla karşılanmaktaydı. Buna karşılık atık sular için örgütlü bir kanalizasyon düzeni kurulmuştur. Bunun bir bölümü (C14 kanalizasyonu) daha sonraki dönemlerde de kullanılmaya devam edilmiştir. Bu en erken evredeki evlerin planını saptamak halihazırdaki bilgilerimizle olanaksızdır. Tek söylenebilecek şey, daha bu ilk evrede P6 (A6)'da bir peristilin bulunma olasılığıdır. Bu ilk evrenin Auğustus dönemine doğru kurulduğu, M.S. II. yy.'da sona erdiği sanılmaktadır. İkinci evre büyük önem taşımaktadır. Yerleşmenin büyük bir bölümünün kuruluşu ve yapıların yeniden inşası bu evreye denk düşer. Ev 1 (Poseidon Evi) ve 2 (Euphrates Evi) bu evrede (yeniden) yapılmıştır. Söz konusu evler, genel düzenleri ve doğrultuları açısından öncekilerden kimi öğeleri almışlardır : M8 temel olarak M37'yi kullanmış, Ev 1'in (ya da Poseidon Evi) kuzey cephe duvarı muhtemelen M38'den yararlanmıştır. Bu dönemde inşa edilen ihtişamlı evler, Yunan örneği uyarınca, her zaman önemli bir geçiş mekanı olan bir peristilin çevresinde gelişirler. Böylece Ev 2'nin (ya da Euphrates Evi) girişi, çevresinde mekanların toplandığı P22 (C6) peristiline doğrudan açılır. Aynı şekilde, Ev 1'de (ya da Poseidon Evi) muhtemelen VI'ün (A1) batısındaki mekandan sağlanan giriş, mekanların çoğunun ilişkili olduğu P9 (A6) peristiline doğrudan açılmaktaydı. Ancak II.yy'in sonunda P11 (B2), P12 (B3) ve P23 (B4) mekanlarının inşa edilmesiyle bu dağılım değişikliğe uğramıştır. Demek ki peristiller, Yunan modelini izlemeyi sürdüren konut planının düzenleyici öğesi olarak kalmıştır. Halbuki bu evrede, söz konusu sürekliliğin ve tutuculuğun ötesinde, Zeugma konutlarında birtakım önemli yenilikler de görülmeye başlanır. Gerçekten de kent sakinlerinin gündelik yaşamını kuşku götürmez bir biçimde kolaylaştıran kimi öğeler bu dönemde ortaya çıkmıştır. En başta, ilk mozaiklerin ortaya çıkşı belki bu döneme tarihlenebilir (T3 [A1] triclinium'undaki Pasiphae ile Ikaros mozaiği, P5 [A5] cubiculum'undaki Eros ile Psykhe [ ?] mozaiği). Daha bu ikinci yerleşim evresinden başlayarak kimi mekanların önemi, gerek bezemelerinin özeniyle, gerekse P3 (AI)'in güneyindeki açıtlar gibi anıtsallığı vurgulayan mimari öğelerle belirtilmiştir. Buna ek olarak ikinci evrede teras yerleşmesinde ilk kez bir su dağıtım sistemi inşa edilmiştir (Cl, Cil, C17 kanalları). Demek ki bu evrede önemli kamu inşaat çalışmalarına girişilmiş ve en az bir sukemeri inşa edilmiştir. Böylelikle, her ne kadar bu değişikliklere ilişkin düzeneklere kazılarda henüz daha rastlanmamışsa da kullamlabilecek su miktarının önemli ölçüde arttığı sanılmaktadır. Mozaiklerin üslupsal özelliklerine ve ele geçirilen ender seramik buluntulara bakarak bu yeniden inşa evresini II. yy.'ın sonuna ya da III. yy.'ın ilk yıllarına tarihlemek mümkündür. Bu ani hareketliliğin nedeninin saptanması oldukça zordur : herhalde birden çok neden vardır. Bununla birlikte bölgenin siyasal koşullarının bu gelişimde bir rol oynamış olduğu düşünülebilir : gerçekten de, Septimius Severus tarafından 195 'te Osrhoene Eyaleti'nin kurulmasıyla Firat'in batı yakasının ve Zeugma'nın artık Parthlar'la sınır bölgesinde olmaktan çıkmasıyla daha güvenli bir yer olarak algılandığı varsayılabilir. Bu yeni durum belki de insanların, özellikle de tacirlerin kente kesin olarak yerleşerek burada lüks evler inşa etmelerine yol açmıştır. Teras üzerindeki üçüncü yerleşme evresi Zeugma'nın gelişiminin doruk noktasına denk diğer. III. yy.'ın ilk yarısına tarihlenen bu dönemde yerleşmede birçok değişiklik yapılmıştır. Terasın üzerinde bulunan yapıların tümü muhtemelen bu dönemde (yeniden) inşa edilmiştir. Gerçekten de Ev 4 ancak III. yy.'ın ikinci çeyreğinde (yeniden) inşa edilmiştir. Bunu aynım dönemde yerleşmenin doğuya doğru genişlemesiyle ilişkilendirmek gerekir. Öte yandan bu dönemde zaman zaman özel alanların kamusal alanlara tecavüz ettiği de görülmektedir. Örneğin Ev 2'de (ya da Euphrates Evi) PI (C16) mekanı kamusal alandan kazanılmıştır. Kent dokusunda görülen bu yoğunlaşmanın yanı sıra, en lüks konutlarda önemli bir yeniden inşa ve tadilat süreci başgöstermiştir. Evlerin işleyiş düzeninde bazı değişiklikler görülür : yapının bir öğesi olarak varlığını sürdürmesine karşın peristilin işlevi değişmiştir. Bu konutlarda özellikle dekorasyonun gelişmesiyle birlikte önemli eksenler artık peristile göre saptanmamaya başlanmıştır. Böylece Ev 1'de (ya da Poseidon Evi) birbiri ardınca sıralanan P3 (A1), P4 (A2) ve P5 (A5) mekanları, evin en önemli, resmi bölümü haline gelmiştir. Odaların bu biçimde sıralanışı Batı evlerinin planımetrisini akla getirmektedir. Öte yandan, Ev 1 'deki (ya da Poseidon Evi) P4 (A2) mekanı bu yeni düzende önemli bir rol oynamaktadır. Oda kazılarda açığa çıkarıldığı biçimini, mekanın belirleyici öğesi olan sonradan eklenmiş merkezi havuzun ortaya koyduğu gibi, III. yy.'ın ilk yarısına tarihlenmesi gereken geç dönem tadilatının sonucu kazanmıştır. Daha geç bir evrede, doğu tarafa bir çeşme eklenmiştir. Bu mekanın geçirdiği dönüşüm ilginçtir. Yapılan değişiklikler kesinlikle, bir atrium'un akla getiren bir düzen oluşturarak Ev 1 'e Batı esinli bir hava kazandırma amacını taşıyordu. Buna Zeugma peristillerinin geçirdiği değişimleri eklemek gerekir : P9 (A6) peristilinin boyutları belki daha II. yy.'ın başında (evre 2) batıdaki odaların yapılmasıyla küçülmüştür. Daha sonra (evre 3) mozaikli büyük bir çeşme havuzu eklenmiştir. Benzer bir değişim süreci Ev 2' de de (y a da Euphrates Evi ) görülür : burada da olasılıkla geç bir tarihte P22 (C6) peristiline, C2 kanalından beslenen bir çeşme eklenmiştir. Yapılan bu değişiklikleri evleri batılılaştırma istegi olarak yorumlamak mümkündür. M.S. ilk iki yüzyılda İtalya'da havuzlara ve su düzeneklerine giderek daha fazla y er verilmesi, peristilin merkezindeki alanın artık gezi ve geçiş mekanı olarak tasarlanmaktan çok seyredilmek için düzenlendiğini akla getirmektedir. Çeşme ve diğer lacus'ların, salonlardan ve triclinium'lardan bakıldığında verecekleri görünüme göre konumlandırılmaları bundan ileri gelir. Ev 1'de (ya da Poseidon Evi), evin en önemli bölümü haline gelen doğu kesimine doğru bakan Poseidon ve Okeanos ile Thetys gibi tanrısal figürlerin konumları da buna bağlı olmalıdır. Bütün bu değişikliklerin terastaki üçüncü iskan evresinde suyla ilgili düzeneklerde görülen büyük gelişimle atbaşı gittiğini görmekteyiz. Yerleşmede akar su artık bol miktarda sağlanmıştır. Bir yandan eski su kanalları (C17, C11 kanalları) tamir edilerek kaçaklar önlenmiş, öte yandan güneyde, Ev 1 (ya da Poseidon Evi ) ile Ev 2'nin (ya da Euphrates Evi) arasına olasılıkla yeni su kanalları inşa edilerek P22 (C6) çeşmesine, P14 latrina'sina ve belki de P4 (A3)'ün doğusundaki çeşmeye su getirilmiştir. Böylelikle evlerdeki suyla ilgili düzenekler çoğalırken konfor da artmaktadır. Gerçekten de Ev 2'nin batı bölümündeki latrina'lar (PI 4 ) bu dönemde inşa edilmiştir. Bu kazdarda açığa çıkardan diger latrina 'ların tarihlemesinin doğrulanması gerekmektedir. Aynı biçimde, yerleçmenin temizliğine verilen önem bu dönemde artmıştır. Latrina'ların inşasının yanı sıra, Ev 1'in (ya da Poseidon Evi) sahibinin, üzeri levhalarla örtülü yalıtımı pek iyi olmayan kanalların yerine birbirine özenle geçen pişmiş toprak künkler döşeyerek evin su tesisatını (CI 7, Cl J kanalları) nasıl değiştirdiğini görmüştük. Ev 1 ve 2'nin arasından (kesim 4) geçen toprak yol da herhalde aynı temizlik kaygısıyla yağmur sularına karşı daha dayanıklı olan betonla kaplanmıştır. III. yy. 'ın bu ilk yarısında evlerin bezemeleri o zamana kadar görülmeyen derecede önem kazanmıştır. Ev 2'nin (ya da Euphrates Evi) silmelerle bezeli giriş kapısı, kentsel görünümde konutun rolünün o dönemde artmaya ve giderek anıtsallaşarak kente damgasını vurmaya başladığını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte daha çok evlerin içindeki bezemelerde bir artış görülür. Birçok mekanın içi mozaikler ve duvar resimleriyle kaplanmaya başlar. Yapılan bu kazılar Roma döneminde Zeugma konutlarında yaşanan dönüşümün gözlenmesine, özellikle de bu evlerde görülen çok yavaş romalılaşma sürecinin izlenmesine olanak sağlamıştır. Bununla birlikte bu inceleme ancak çok daha fazla sayıda ve çeşitlilikte evin kazısı yapıldıktan sonra tarn anlamıyla gerçekleştirilebilecektir. Daha şimdiden, yalnızca bu terasta, batıdaki evlerle (Ev 1 ve 2) doğudakiler (Ev 3 ve 4) arasında çok anlamlı kimi farklılıklar gözlemlenmiştir. Bu sonuncularda figürlü mozaikler bulunmadığından mekanlar arasındaki önem sıralaması fazla vurgulanmaz. Ayrıca bu evlerde belki de peristil yoktur ve su tesisatları son derece basit görünmektedir, iç mekanları süsleyen çeşme ve havuz gibi düzenekler bulunmamaktadır. Bu ev topluluğu III. yy. ortalarında yıkılmıştır. Gerek Ev 1'de (ya da Poseidon Evi), gerekse Ev 2 ve 4'te bu tahribatın izlerini görmek mümkündür. Terastaki çeşitli tahrip tabakalarında ele geçen çok sayıda sikke bufelaketin tarihinin kesin olarak saptanmasına el vermektedir. Bu sikkeler terminus post quem olarak en geç LS. 249 tarihini verir ve söz konusu tahrip tabakalarının birbirleriyle çagdaç olduğunu ortaya koyar. Bu yaygın tahribatı, Sasani krall I. Şapur'un Roma İmparatorluğuna karşı M.S. 252'de gerçekleştirdiği seferle ilişkilendirmek oldukça çekicidir. Bu ıkımın ardından terasın büyük bir bölümünün uzunca bir süre için terk edildiği düşünülmektedir. Gerçi Zeugma kenti daha sonra yavaş yavaş yeniden inşa edilmiştir. Bu yeniden inşa evresi terası kapsamamasına karşın, yine de burada, özellikle Ev 2'nin (y a da Euphrates Evi) peristilinde geç dönemde buralarda yüründügünü, hatta yaşandığını ortaya koyan izlere rastlanmıştır. Söz konusu peristil olasılıkla VIL yy.'ın ilk yarısında (evre 4) derme çatma bir iskana sahne olmuştur. Terasın III. yy. ortalarından sonra hemen hemen tümüyle terk edilmiş olması, Zeugma 'nin Sasani yıkımı sırasındaki zenginliğine hiçbir zaman yeniden kavuşamamış olduğunu göstermektedir.

document thumbnail

Par les mêmes auteurs

Sur les mêmes sujets

Sur les mêmes disciplines

Exporter en